Merete Aaboe'nın "İmplant Cerrahisinde Oral Anestezi ve Anksiyete Kontrolü" başlıklı ITI Akademi Öğrenme Modülüne Hoşgeldiniz.
Lokal anestezi implantların cerrahi olarak yerleştirilmesi için bir ön koşuldur. Bununla birlikte, bazı hastalar için yapılacak işlemin kapsamı veya dental veya medikal anksiyetenin derecesi nedeniyle sadece lokal anestezi yeterli olmamaktadır. Bazı durumlarda, anksiyete, psikolojik destek kullanılarak hafifletilebilir, örneğin hastanın anksiyetesi olduğunun hekim tarafından kabul edilmesi ve tedavi öncesi işlemlerin hastaya açıklanması gibi. Psikolojik destek, inhalasyon sedasyonu, oral sedasyon veya intravenöz sedasyon ile birleştirilebilir. Çok az sayıdaki hasta için genel anestezi düşünülmelidir. Bu modül, implant yerleştirilmesi için gerekli lokal anestezi tekniklerini ve hastanın anksiyetesini azaltmak için kullanılan farklı sedasyon türlerini açıklar. Bu modül Brian Lerche, MD, DEAA, MPA'nın yardımıyla hazırlanmıştır..
ITI Akademi'nin bu Modülünü tamamladıktan sonra şunları yapabilmeniz gerekir: hastanın sağlık durumunu Amerikan Anesteziyoloji Derneği'nin (ASA) Fiziksel Durum Sınıflandırma Sistemine göre sınıflandırabilme; implant yerleştirilmesi için kullanılan lokal anestezi tekniklerini tanımlayabilme; nitröz oksit (N2O-O2) sedasyonunun endikasyonlarını ve klinik yönergelerini açıklayabilme; oral sedasyon endikasyonlarını, kullanılan ilaçları ve klinik yönergeleri açıklayabilme; intravenöz (IV) sedasyon endikasyonlarını, kullanılan ilaçları ve klinik yönergeleri açıklayabilme; ve hangi durumda bir hastanın genel anestezi altında tedavi edilmesi gerektiğine karar verebilme.
Farklı sedasyon türleri kullanarak hastanın kaygısını gidermek için hastanın sağlıklı olması gerekir. Herhangi bir cerrahi işlemden önce hasta sağlığının uygun bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Amerikan Anesteziyoloji Derneği, hastanın tıbbi sağlığını tanımlayan bir sınıflandırma sistemi geliştirmiştir: ASA Fiziksel Durum 1 normal sağlıklı bir hastadır, ASA Fiziksel Durum 2, önemli fonksiyonel sınırlaması olmaksızın sadece hafif sistemik hastalığı olan bir hastadır, ASA Fiziksel Durum 3, ciddi sistemik hastalığı olan bir hasta veya bir veya daha fazla orta ila şiddetli hastalığı olan bir hastadır, ASA Fiziksel Durum 4, yaşam için sürekli bir tehdit oluşturan ciddi sistemik hastalığı olan bir hastadır, ASA Fiziksel Durum 5, opere edilmez ise hayatta kalması mümkün olmayan hastadır ve ASA Fiziksel Durum 6, organları donör amacıyla alınacak, beyin ölümünün gerçekleştiği ilan edilmiş bir hastadır.
Özel muayenehanelerde sedasyon uygulanacak hastalar ASA Fiziksel Durum 1 veya 2 olarak sınıfında olmalıdırlar. ASA 2 hastası, mevcut bir sigara içicisi, sosyal alkol içicisi, Vücut Kitle İndeksi 30 ile 40 arasında olan hamile veya obez bir hasta, hafif akciğer hastalığı olan veya iyi kontrol edilen diabetes mellitus veya hipertansiyonu olan bir hasta olabilir.
ASA 3 hasta grubu kötü kontrollü diabetes mellitus veya hipertansiyon, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, aktif hepatit, alkol bağımlılığı veya kötüye kullanımı, implante edilmiş kalp pili, ejeksiyon fraksiyonunda orta derecede azalma, düzenli olarak planlanmış diyalize giren son dönem böbrek hastalığı, miyokard enfarktüsü öyküsü (3 aydan fazla), serebral vasküler kaza, geçici iskemik atak veya koroner arter hastalığı veya koroner stent takılı hastalar olabilir. Bu tür hastalar diş hekimliği ofisinde tedavi edilebilir, ancak öncelikle sistemik hastalıkları göz önünde bulundurulmalı ve sedasyon uygulanabilmesi için sistemik hastalığının kontrol altında olması gerekir. Morbid obezite (Vücut Kitle İndeksi 40 veya daha fazla olan) sedasyon için bir risk faktörüdür ve bu nedenle obez hastalar ASA 3 hastası olarak kabul edilir.
ASA Fiziksel Durum Sınıflandırma Sistemi, Önemli Öğrenme Noktaları: Doğru bir tedavi öncesi değerlendirme kapsamlı bir tıbbi öyküyü içermelidir. ASA Fiziksel Durum Sınıflandırma Sistemi, özel kliniklerde yapılacak sedasyon için hastanın sınıflandırılması için kullanılmalıdır. Sadece ASA 1 ve ASA 2 hastalara dişhekimi muayenehanesinde sedasyon uygulanmalıdır. Bir ASA 3 hastası dişhekimi muayenehanesinde tedavi edilebilir, ancak önce sistemik hastalık tedavi edilmelidir.
İmplant yerleştirilmesi için anesteziyi sağlayabilmek, diş hekiminin orofasiyal bölgenin anatomisi hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olması gerektirir. Dental implant cerrahisi hem yumuşak doku hem de kemiği içerir. Orofasiyal bölgedeki yapıları innerve eden sinirler, trigeminal sinirin dallarıdır. Trigeminal sinir ağırlıklı olarak duyusaldır ve trigeminal ganglion orta kraniyal fossa tabanında yer alır. Gangliondan üç büyük dal köken alır: oftalmik sinir, maksiller sinir ve mandibular sinir. İmplant yerleştirilmesi için anestezi uygulanabilecek maksiller sinirin dalları arasında nazopalatinal sinir, büyük palatinal sinir ve infraorbital sinir bulunur. Diş hekimliği için önemli olan mandibular sinirin dalları, uzun bukkal sinir, lingual sinir ve inferior alveolar sinirdir.
Genel olarak, lokal anestezi için iki farklı enjeksiyon tekniği vardır: sinir bloğu anestezisi ve infiltrasyon anestezisi. Sinir bloğu anestezisi elde etmek için lokal anestezik, genellikle cerrahi bölgeden uzak olan ana sinir dalının yakınına zerk edilir. İnfiltrasyon anestezisinde, anestezik madde cerrahi alanın yakın çevresine uygulanır. Her iki teknikten önce, enjeksiyon kaynaklı rahatsızlığı azaltmak için topikal anestezi uygulanmalıdır.
Üst çeneyi kaplayan dış kortikal kemik nispeten incedir ve birçok bölgede gözeneklidir. Bu, anestezik maddenin, infiltrasyon anestezisi ile mukobukkal katlantı seviyesinde, çekilmiş dişin apeksinin olduğu bölgeye uygulanması ile hedef alana difüzyonunu kolaylaştırır. Bu durum, büyük kısmı kompakt kortikal kemik ile kaplı olan alt çenenin tam tersidir ve alt çene sinir bloğu anestezisi infiltrasyon anestezisinden daha etkilidir. Sadece alt çenenin ön kısmında, kemik lamina üst çenedeki kadar ince olduğundan infiltrasyon anestezisi etkili olabilir.
İmplant cerrahisi için kullanılacak lokal anestezik ajanın tipi, hastanın genel sağlığına ve hastanın kullandığı ilaçlara bağlıdır. Hekim, anestezik maddenin tipini ve aneztezik maddenin uygulama şeklini hastaya ve planlanan cerrahi işleme göre seçmelidir. En yaygın olarak kullanılan lokal anestezik ajanlar epinefrin içeren veya içermeyen lidokain, epinefrin içermeyen mepivakain ve epinefrinli artikaindir. Çok sayıda implant yerleştirilecekse veya büyük kemik greftleme işlemi uygulanacaksa, bupivakain gibi uzun etkili lokal anestezik ajanların kullanımı önerilebilir. Bupivakain kullanımı hastanın genel sağlığına ve kullandığı ilaçlara bağlıdır.
Maksiller sinir blok anestezisi molar bölgeye yerleştirilen implantlar ve sinüs tabanını kaldırma işlemleri için önerilir. Maksiller blok, büyük palatinal sinirlerin blok anestezisi ile desteklenmelidir. Zigomatik ark iyi gelişmişse, infiltrasyon yoluyla anestezik uygulanması zor olacaktır.
Premolarlar dahil üst çene estetik bölgeye yerleştirilen implantlar için, palatinal sinirlerin blok anestezisi veya ön bölgede nazopalatinal sinirin blok anestezisi ile birlikte yapılan bukkal infiltrasyon anestezisi önerilir. Enjeksiyon infraorbital sinire yakın bir bölgeye yapılırsa, infiltrasyon anestezisi, infraorbital sinir blok anestezisi olarak değerlendirilebilir, çünkü bu bölgedeki enjektör iğnesi infraorbital sinire oldukça yakımdır.
Posterior mandibulada infiltrasyon anstezisi, kortikal kemik kalınlığındaki farktan dolayı her zaman anterior mandibuladaki kadar etkili değildir. Molar bölgelere implant yerleştirilmesi için, lingual sinir de dahil olmak üzere alt alveoler sinirin blok anestezisi yapılmalıdır. Ek olarak, bukkal sinir anestezisi gereklidir.
Premolarlar dahil al çene ön bölgede, lingual sinir anestezisi için ağız tabanına infiltrasyon (veya lingual infiltrasyon) anestezisi ile birlikte bukkal infiltrasyon anestezisi yapılabilir. Premolar bölgede, enjektör iğnesinin derine batırılması, iğnenin mental sinire yakın teması nedeniyle mental sinir blok anestezisine neden olabilir.
İmplant Yerleştirilmesi için Lokal Anestezi, Önemli Öğrenme Noktaları: Kemik yapısı üst ve ve alt çenede ve ön ve arka bölgeler arasında farklılık gösterir; lokal anestezinin etkinliği bu farklılıklardan etkilenir. Premolar bölgeler dahil olmak üzere alt ve üst çene ön bölgede, bukkal ve palatinal veya lingual infiltrasyon anestezisi genellikle etkilidir. Alt ve üst çene posterior bölgede genellikle blok anestezi gereklidir. Daha ileri cerrahi işlemler için kombine blok ve infiltrasyon anestezisi gerekebilir.
Anksiyete, oksijen ile birlikte kullanılan nitröz oksit inhalasyon sedasyonu ile hafifletilebilir. Nitröz oksit, belirgin bir kokusu ve tahriş edici özelliği olmayan, renksiz bir gazdır. Anksiyeteyi hafifletme etkisinin yanı sıra bir miktar analjezik veya ağrı kesici etkisi de vardır. Bununla birlikte, nitröz oksit bir ağrı kontrol şekli olarak düşünülmemelidir. Analjezik etki, çoğu diş işlemlerde ağrıyı hafifletmek için genellikle yetersizdir ve gazın etkili hale gelmeye başlamasından sonra lokal anestezi yapılmalıdır. Gaz verildikten sonra, hasta normalde uykulu hisseder, oral sedasyonun aksine mutluluk hissi yaşar. Nitröz oksit kullanımına ilişkin yönergeler ve izin gereksinimleri yerel olarak farklılıklar gösterir. Genel olarak, cerrahi ekip nitröz oksit sedasyonunun doğru kullanımı, endikasyonları ve kontrendikasyonları açısından iyi uygulama yapan yerlerde eğitilmelidir. Klinik sorumlusu nitröz oksit sedasyon ekipmanı ve bakımından sorumlu olmasının yanı sıra sedasyon protokolünün hazırlanmasından da sorumludur. Özel dişhekimliği muayenehanelerinde dişhekimi bu görevlerden sorumlu bir ekip üyesi belirlemelidir.
İnhalasyon sedasyon ünitesinin tüm bileşenleri kullanımdan önce kontrol edilmelidir. Bu, sistem üzerinden iletilen gazların akışını kontrol eden akış ölçerleri içerir, böylece sistemde %30'dan az oksijen konsantrasyonu olmaması sağlanır. Tüm sistem sızıntı açısından test edilmelidir. Sızıntılar gevşek, arızalı veya aşınmış bağlantılara, contalara, solunum torbalarına ve hortumlara bağlı olabilir. Hastadan gelen fazla gaz, bir atma sistemi ile toplanır ve uzaklaştırılır. Yaygın olarak kullanılan atma sisteminde, bu resimde gösterildiği gibi çift maske kullanılır. Atma sistemi ve çift maske bağlantıları sağlamlık açısından kontrol edilmeli ve hasta için uygun bir maske boyutu seçilmelidir. Tedaviye başlamadan önce, inhalasyon sedasyonu için bilgilendirilmiş onam alınmalıdır. Nitröz oksit uygulaması sırasında hastanın uygun şekilde izlenmesi gerekir. Bu, hastanın kan basıncı ölçen bir monitöre bağlanmasını ve özellikle kan dolaşımındaki oksijen saturasyonunu ölçmek için bir parmak oksimetresi kullanımını içerir. Hastaya burundan nefes alması, hareketsiz yatması ve tedavi sırasında konuşmaması talimatı verilmelidir.
Nitröz oksit normal sağlıklı hastalar veya sadece hafif sistemik hastalığı olan hastalar için kullanılabilir. Bu hastalar ASA 1 ve ASA 2 olarak sınıflandırılır. Nitröz oksit için birincil endikasyon endişeli, korkulu bir hastadır. Aşırı öğürme refleksi olan hastalar da bu tedaviden fayda görebilir. Tedaviye kontrendikasyonlar nitröz oksit alerjisi, devam eden üst solunum yolu enfeksiyonu veya tıkanıklığı olan ve burundan rahat nefes alamayan hastalar, ilk trimesterdeki hamile hastalar ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalardır.
Bazı hastalar için nitröz oksidin etkisi yeterli değildir, ve bazı hastalar klostrofobi yaşayabilir ve maskeyi tolere edemez. Bu tip hastalarda nitröz oksit sedasyonu yerine oral veya intravenöz bilinçli sedasyon düşünülmelidir. Nitröz oksit aparatı, çıkan gazı uzaklaştıran bir atma sistemi ile donatılsa da, çıkan gazın bir kısmı hastanın çevresindeki alanda cerrahi ekibi etkileyebilecek şekilde kalacaktır. Çalışmalar, mesleki nitröz okside maruz kalmanın azalmış doğurganlık, düşük, karaciğer ve böbrek hastalıkları ve parestezi riski ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bu, personelin gazla temasının en aza indirilmesi için etkili uzaklaştırma sistemlerinin kullanımı, iyi havalandırmanın sağlanmasının ve sızıntıları önlemek için ekipmanın uygun bakımının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Son olarak, atmosferdeki nitröz oksit molekülleri yavaş çözünür. Bu nedenle, nitöz oksit sadece gerektiğinde kullanılmalıdır.
İnhalasyon Sedasyonu, Önemli Öğrenme Noktaları: Nitröz oksit sedasyonunun kullanım kılavuzları değişiklik gösterir. Nitröz oksit uygulaması cerrahi ekibin eğitimini gerektirir. Kullanılacak ekipmanın kontrolü her kullanımdan önce yapılmalıdır. İşlem öncesinde mutlaka hasta bilgilendirmesi yapılmalıdır. Kullanım endikasyonları anksiyete ve aşırı öğürme refleksini içerir. Kontrendikasyonlar arasında nitröz oksit alerjisi olan hastalar, devam eden üst solunum yolu enfeksiyonları, burundan nefes alamayan hastalar, gebeliğin ilk 3 ayındaki hastalar ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalar bulunur.
Oral sedasyon, hastanın cerrahi tedaviye ilişkin korkusunu ve endişesini azaltmak için oral sedatif ilaçların uygulanmasını içeren tıbbi bir işlemdir. Oral sedasyon, hastanın tedavisinin yapılabilmesi için diğer mekanizmalarının yeterli olmadığı hastalarda kullanılabilir. Oral sedasyon ilaçlarının analjezik etkisi yoktur; bu nedenle lokal anestezi sağlanmalıdır. Sedasyon prosedürü sırasında, kan basıncı monitörü ve parmak oksimetresi gibi izleme ve acil durum ekipmanı bulunmalıdır. Oral sedasyonun uygulanması için yönergeler lokal olarak değişir. Şüphe durumunda, cerrahın yerel sağlık yetkilileriyle iletişime geçmesi gerekir.
Ameliyattan önce, hasta ameliyat öncesi değerlendirme için muayene edilmelidir. Muayene sırasnda, hasta ASA Fiziksel Durum Sınıflandırma Sistemine göre sınıflandırılmalıdır. Sedasyon için tercih edilecek ilaca karar verebilmek için hastanın hangi ilaçları kullandığını bilmek önemlidir. Preoperatif randevuda hem cerrahi işlem hem de oral sedasyon için yazılı onam alınmalıdır. Cerrahın ameliyat sırasında planlanan tedavide oluşabilecek değişiklikler konusunda hastayı bilglendirmesi gereklidir. Bu potansiyel değişiklikler bilgilendirilmiş onam formunda bulunmalıdır. Ameliyat başladıktan sonra yapılacak bir değişiklikle ilgili hastadan onam almak, hasta sedasyon altında olduğu için yapılan değişikliğin etkilerini tam olarak anlayamayabilir ve hasta tarafından cerrahi işlemin ortasında verilen onay yasal olmayabilir. Ameliyat öncesi randevuda hastaya ayrıca ameliyat öncesi ve sonrası ile ilgili yazılı bilgilendirmeler yapılmalıdır. Ayrıca hastaya cerrahi işleme bir refakatçi gelmesi konusunda da bilgi verilmelidir. Hasta yalnız seyahat etmemeli ve araç kullanarak kliniğe gelmemelidir.
Benzodiazepinler oral sedasyon için en yaygın kullanılan ilaçlardır. Diazepam veya Valium, lorazepam veya Ativan ve triazolam veya Halcion yaygın olarak kullanılan üç benzodiazepin ilaçlardır. Tüm benzodiazepinler merkezi sinir sistemi depresanlarıdır. Etkinlikleri diğer sakinleştirici sınıflarından herhangi birine eşit veya daha fazladır ve çok iyi bir güvenlik profiline sahiptirler. Bununla birlikte, cerrah diğer ilaçlarla olabilecek potansiyel etkileşimleri konusunda dikkatli olmalıdır. Klinik etkilerin başlangıcı ve süresi kişiden kişiye değişir. Yarılanma ömrü de değişir. İlacın uygulanması, ortamın kontrol edildiği ve hastanın monitorize edildiği bir klinikte yapılmalıdır. İlaç, seçilen ilacın etkisinin başlangıcına bağlı olarak tedaviden yarım ila bir saat önce verilir. Bazı hastalar, ilacın işlemden önceki gece verilmesini tercih eder. İlacın yarılanma ömrü nedeniyle, hastanın işlem günü kliniğe kendisinin araç kullanarak gelmesi güvenli olmayabilir.
Benzodiazepinler kullanarak yapılan oral sedasyon, normal sağlıklı hastalar veya sadece hafif sistemik hastalığı olan hastalar için uygundur. Bu hastalar ASA 1 ve ASA 2 hastaları olarak sınıflandırılmaktadır. Oral sedasyon, orta derecede korku ve kaygı düzeyine sahip hastalar için endikedir. Hastanın ilaca karşı alerjisi varsa, dar açılı glokomu varsa, hamile ise veya hamile kalmaya çalışıyorsa, benzodiazepinler kontrendikedir. Oral sedasyonun yapılması kolaydır ve doğru ilaç seçilirse, etkili bir yöntemdir ve genellikle hastalar tarafından iyi tolere edilir. Bununla birlikte, daha yüksek kaygı düzeylerine sahip hastalarda oral sedasyon etkisiz olabilir. Bu hastalar için intravenöz sedasyon veya hatta genel anestezi önerilmelidir.
Oral Sedasyon, Önemli Öğrenme Noktaları: Oral sedasyon için yönergeler lokal olarak değişir. Hastanın kapsamlı bir tıbbi öyküsü gereklidir. Sadece ASA 1 ve ASA 2 hastaları oral sedatifler ile tedavi edilmelidir. Yazılı onam alınmalı ve ameliyat öncesi ve sonrası bilgilendirmeler yapılmalıdır. Endikasyonları hafif ila orta derecede anksiyete içindir. Hastanın seçilen ilaca alerjisi varsa, gebe ise veya dar açılı glokom hastası ise oral sedasyon kullanmak kontrendikedir. Benzodiazepinler güvenilir ve güvenli ilaçlardır, ancak diğer ilaçlarla etkileşime girebilirler.
İntravenöz veya IV bilinçli sedasyon, sedatif ajanların intravenöz erişim yoluyla doğrudan vasküler sisteme uygulanmasıyla gerçekleştirilir. Bu sedasyon seviyesi, daha yüksek anksiyete düzeyine sahip hastalar için uygundur. İnhalasyon ve oral sedasyonda olduğu gibi, lokal anestezi gereklidir. IV bilinçli sedasyon gerçekleştirmek ileri eğitim ve öğrenim gerektirir; bununla birlikte, IV sedasyonu düzenleyen yasal yönergeler ve hastanın nasıl izleneceği yerel olarak farklılık gösterir.
Ameliyat gününden önce hasta ameliyat öncesi değerlendirme için muhakkak görülmelidir. Hasta, genel tıbbi durumu dikkate alınarak ASA Sınıflandırma Sistemine göre kategorize edilmelidir. Sedasyon için tercih edilen ilaca karar verirken güvenli klinik uygulama sağlamak için hastanın kullandığı ilaçları bilmek de önemlidir. Ameliyat öncesi randevuda hem cerrahi hem de IV sedasyon işlemi için yazılı onam alınmalıdır. Oral sedatif kullanımındaolduğu gibi, cerrahın ameliyat sırasında planlanan tedavide oluşabilecek değişiklikler konusunda hastayı bilgilendirmesi gereklidir ve bu olası değişiklikler bilgilendirilmiş onam formunda bulunmalıdır.
Hasta tedaviden önce 6 saat aç kalmalıdır. Bu, yemek yememek, içki ve sigara içmemek anlamına gelir. Ameliyattan sonra, hasta taburcu olma kriterleri sağlanana kadar klinikte kalmalıdır. Hasta yalnız seyahat etmemeli ve araç kullanmamalıdır. Ameliyat öncesi ve sonrası bilgilendirmeler yazılı olarak verilmelidir.
Benzodiazepinler en yaygın kullanılan ilaçlardır. Anksiyeteyi azaltır, hastayı uykulu hissettirir ve kısmi amneziye neden olur. Benzodiazepinler iyi bir güvenlik profiline sahiptir, ancak diğer ilaçlarla etkileşim olumsuz etkilere neden olabilir. Kullanılan diğer ilaçlar arasında opioidler, barbitüratlar ve propofol bulunur. Opioidler güçlü ağrı kesicilerdir ve bu nedenle etkili ilaçlardır. Bununla birlikte, opioidler solunumu baskılar, böylece IV sedasyon sırasında benzodiazepinlerle birlikte kullanıldığında potansiyel olarak tehlikeli bir durum oluşturur. Hastanın bilinçsiz hale gelme olasılığı vardır.
Barbitüratlar eğitimli bir anestezi uzmanının yokluğunda kullanmak için tehlikelidir ve IV sedasyon için kullanılmamalıdır. Propofol yaygın bir sedatif ajan değildir. Genel anestezide iyi ve güvenilir bir ilaç olduğu için kullanılır. Sadece eğitimli bir anestezi uzmanı tarafından uygulanmalıdır. IV sedasyon için çoklu ilaç kullanımı bazı ülkelerde yapılır, ancak yüksek yan etki riski nedeniyle bu uygulama hakkında tartışmalar vardır.
IV sedasyon, normal sağlıklı hastalar veya sadece ASA 1 ve ASA 2 hastaları olarak sınıflandırılan hafif sistemik hastalığı olan hastalar için uygundur. Yüksek korku ve anksiyete düzeyine sahip hastalara ve uzun ve/veya daha invaziv işlem yapılacak olan hastalara uygulanır. Hastanın ilaca alerjisi varsa, dar açılı glokomu varsa, hamile ise veya hamile kalmaya çalışıyorsa, benzodiazepinler kontrendikedir. Uyku apnesi olan obezite de bir kontrendikasyondur.
IV sedasyon yapılması cerrahın mesleki sorumluluklarını iki katına çıkarır. İzlem ekipmanı kullanılmasına rağmen, cerrah hastanın durumu konusunda dikkatli olmalıdır. Ek olarak, cerrahın cerrahi işleme de konsantre olması gerekir. Hastaya çok fazla ilaç verilmesi veya yanlış ilacı seçmek solunum depresyonu, koma ve hatta ölüme neden olabilir. Cerrah bu durumla başedebilecek becerilere sahip olmalıdır. Bu nedenle, duruma bağlı olarak, bir anestezi uzmanının ekibe dahil edilmesi tavsiye edilebilir.
İntravenöz Bilinçli Sedasyon, Önemli Öğrenme Noktaları: IV sedasyon ve cerrahın eğitimi için yönergeler farklılık gösterir. Hastanın ameliyat öncesi değerlendirilmesi gereklidir. IV sedasyon için sadece ASA 1 ve ASA 2 hastaları düşünülmelidir. Tedaviden önce bilgilendirilmiş onam formu alınmalıdır. Hasta tedaviden önce 6 saat aç kalmış olmalıdır. Endikasyonlar yüksek anksiyete düzeylerine sahip hastaları ve uzun, daha invaziv işlemleri içerir. Hastanın seçilen sedasyon ilacına alerjisi varsa, hamile ise, dar açılı glokom hastası ise veya uyku apnesi olan obez bir hasta ise IV sedasyonunun kullanılması kontrendikedir. Benzodiazepinler, diğer ilaçlarla karıştırılmadığında güvenilir ve güvenli ilaçlardır, ancak hasta izlem ekipmanı gereklidir.
Hastaya uygun başka bir ağrı ve anksiyete azaltma yöntemi yoksa veya uzun süreli invaziv işlemler yapılacaksa genel anestezi düşünülmelidir. Genel anestezi uygulama yönergeleri ülkeden ülkeye değişir. Bazı ülkelerde, dişhekimi muayenehanesinde genel anestezi altında hastaları tedavi etmek mümkündür. Bununla birlikte, genel anestezi, gerekli hasta izlem ve acil durum ekipmanlarının bulunduğu hastaneler veya özelleşmiş kliniklerle sınırlıdır. Genel anestezi için anesteziyoloji konusunda özel eğitim gereklidir. Dişhekimi muayenehanesinde genel anestezi yapılacaksa, sadece normal sağlıklı hastalar veya hafif sistemik hastalığı olan hastalar düşünülmelidir. Bu hastalar ASA 1 ve ASA 2 hastaları olarak sınıflandırılmaktadır. Bu senaryoda, genel anestezi uygulayan anestezi uzmanı ekipmanı sağlamak ve bakımını yapmaktan sorumludur. Hastane ortamında ASA 3 hastalarını tedavi etmek mümkündür, ancak tercihen hastanın sistemik hastalığı ilk önce tedavi edilmelidir. Obez hastalar ASA 3 hastalar olarak kabul edilir.
Ameliyat öncesi hastanın değerlendirilmelidir. Bu, mevcut ve geçirmiş olduğu hastalıkları, ilaç alerjilerini ve mevcut kullanılan ilaçları ve dozlarını içeren doğru, açıkça kaydedilmiş bir tıbbi geçmişi içerir. Hasta ASA skalasına göre sınıflandırılmalıdır. Bazı durumlar genel anestezi öncesinde laboratuvar testleri, göğüs röntgenleri ve elektrokardiyografi gerektirir. Hasta hem cerrahi tedavi hem de genel anestezi işlemi hakkında bilgilendirilmelidir. Cerrah hastayı, ameliyat sırasında meydana gelebilecek değişiklikler konusunda bilgilendirmelidir. Yazılı onam formu işlem öncesi imzalanmalıdır.
Hasta tedaviden önce 6 saat aç kalmış olmalıdır. Hastanın yemek yememesi, içki ve sigara içmemesi gereklidir. Amaç solunum yollarının entübasyonu sırasında kusmayı engellemektir. Tedaviden sonra hasta taburcu olma kriterleri sağlanana kadar klinikte kalmalıdır. Hastanın eve gönderilebilmesi için refakatçiye ihtyacı vardır ve günün geri kalanında yalnız bırakılmamalıdır. Ameliyat öncesi ve sonrası bilgilendirmeler daima yazılı olarak verilmelidir.
Genel anestezi hem anksiyeteyi hem de ağrıyı kontrol etmesine rağmen, genel anestezi altındaki bir hastada implant ameliyatı yapmanın zorluklar vardır. Genellikle dil, hava yolu tüpü veya boğaz paketi kullanılması nedeniyle öne doğru çıkar. Bu durum da alt çenede implant yerleştirilmesini zorlaştırabilir. Bu sorun cerrahi ekibin dilin bir tarafta tutulması konusunda eğitimi ile azaltılabilir. Hasta bilinçsiz ve kasları felç olduğu için hastadan işbirliği istemek mümkün değildir. Ameliyat sırasında radyografiler almak da zor olabilir, çünkü hasta filmi tutmaya yardımcı olamaz.
Genel Anestezi, Önemli Öğrenme Noktaları: Diğer sedasyon yöntemleri mümkünse genel anestezi kullanılmamalıdır. Genel anestezi klinikte sadece ayakta tedavi edilebilen ASA 1 ve ASA 2 hastalarında endikedir. ASA 3 hastaları hastane ortamında tedavi edilebilir. Genel anestezi için özel eğitim gereklidir. Hasta genel anestezi verilmeden önce 6 saat aç kalmış olmalıdır. Hasta tedaviden sonra evine yalnız gitmemelidir. Hasta günün geri kalanında yalnız olmamalıdır.
Modül "İmplant Cerrahisinde Oral Anestezi ve Anksiyete Kontrolü", Özet: İmplant cerrahisi işlemlerinin çoğu dişhekimi muayehanesinde lokal anestezi altında yapılır. Lokal anestezi tekniğinin seçimi, cerrahi alandaki kemik yapısına ve planlanan işleme bağlıdır. Uygun sedasyon tekniğinin seçimi hastanın anksiyete düzeyine ve planlanan işlemlere göre seçilmelidir. Ayakta tedavi gören ASA 1 ve ASA 2 hastalarına sedasyon ve genel anestezi klinikte uygulanabilir; ASA 3 hastaları genellikle hastane ortamına ihtiyaç duyarlar. Hasta takibi ve cerrahın eğitimi için sedasyon ve genel anestezi yönergeleri belirgin derece farklılık göstermektedir; cerrah yerel kurallar ve düzenlemelerden haberdar olmalıdır. Genel anestezi, ancak geleneksel sedasyon yöntemleri hasta anksiyetesini hafifletmek için yeterli değilse bir seçenek olarak düşünülmelidir.