Aileen Bell'ın "Dikiş Materyalleri ve Teknikleri" başlıklı ITI Akademi Öğrenme Modülüne Hoşgeldiniz.

Dental implantlarla tedavi, implantı yerleştirmek için cerrahi bir işlem gerektirir ve sıklıkla diş çekimi ve kemik arttırma gibi ek cerrahi işlemleri içerir. Her girişim bir yara oluşturur. Optimal iyileşme için cerrahi flepler - ve sıklıkla diğer cerrahi girişimler - dikişlerle doğru bir şekilde kapatılmalıdır. Cerrahi girişimlerin ve fleplerin iyi bir şekilde kapatılması iyileşmenin sorunsuz olmasını sağlar ve iyileşmenin bozulması, dehissens ve enfeksiyon gibi komplikasyonları azaltır. Bu modül, başarılı bir sonuç için uygun dikiş materyalleri ve teknikleri ve komplikasyona neden olabilecek hatalı teknikleri açıklamaktadır.

ITI Akademi'nin bu Modülü'nü tamamladıktan sonra şunları yapabilmeniz gerekir: dikiş için gerekli alet ve materyalleri tanımlamak; temel dikiş kuralları ve temel teknikleri tanımlamak; ve uygun olmayan dikiş ile komplikasyonlar arasındaki ilişkiyi açıklamak.

Dikiş işleminin amacı, yumuşak dokuların zarar görmeden fonksiyonel kuvvetlere dayanabileceği noktada iyileşme oluncaya kadar yaraya mekanik destek sağlamaktır. Dikişler, primer kapatma ile yara iyileşmesini sağlamak için yara kenarlarını biraraya getirerek desteklemelidir. Bu nedenle, dikiş atılmadan önce kenarların pasif olarak doğru konumda olması önemlidir. Dikişler, yara kenarlarını gergin bir şekilde biraraya getirmemelidir, çünkü yara bölgesinin zarar görme riski vardır.

Dikiş için gerekli aletler bir portegü, doku pensi ve dikiş makasıdır. Portegü, dikiş iğnesini tutmak ve manevra yapmak için kullanılır. Dişli forseps dokuyu nazikçe kavramak ve iğneyi tutmak ve dikiş makası dikiş ipini kesmek için kullanılır.

Portegüyü kullanabilmek için doğru tutuş önemlidir. Standart bir portegüyü tutarken, başparmak ve yüzük parmağı deliklere yerleştirilir. Castroviejo portegüsü, gösterildiği gibi bir kalem tutar şekilde tutulmalıdır. Bu alet, implant yerleştirmede sıklıkla kullanılan küçük, hassas iğneleri tutmak için yararlıdır. İğne, portegünün orta noktasında ya da iğnenin iplik ucundan üçte biri uzaklıkta, ucu yukarı bakacak şekilde tutulmalıdır. İğne ucunun keskinliği olumsuz etkileneceğinden ve mukozadan geçmesi zorlaşacağından iğne ucundan tutulmamalıdır.

Kullanım, düğüm güvenliği ve dayanıklılık açısından farklı özellikleri olan farklı amaçlara yönelik dikiş tipleri vardır. Dikiş iplerinin genel sınıflandırması, eriyebilen veya erimeyen ve mono- veya multifilament dikiş iplerini içerir. Multifilament dikiş ipleri örgü veya burgu formunda olabilir. Dikiş ipleri doğal veya sentetik olabilir. Katgüt ve ipek gibi doğal materyallerden elde edilen dikiş ipleri rutin yara bakımında sınırlı kullanıma sahiptir, ancak ağız ortamında hala kullanılmaktadır. Katgüt dikiş ipleri çoğunlukla kollajenden oluşur ve hayvan kaynaklıdır. Sentetik malzemeler, doğal malzemelerden daha az doku reaksiyonuna neden olma eğilimindedir, bu da dikiş çevresindeki enflamatuar yanıtı en aza indirmeye yardımcı olur.

Eriyebilen dikiş ipleri, çabuk iyileşen ve desteğe en az ihtiyaç duyan yaralar için endikedir. Kullanım amacı yara kenarlarındaki gerginliği azaltmaktır. Eriyebilen dikiş materyalleri, tamamen erimeden önce dikiş bütünlüğünü kaybeder. Dikiş bütünlüğünün süresine bağlı olarak, eriyebilir materyaller kısa veya uzun süreli olarak sınıflandırılır. Katgütün dikiş bütünlüğü 4 - 5 gün sürebilir. Kromik asit tuzları ile işlemlenen katgüt dikiş iplerinin erimesi 3 haftayı bulabilir. Poliglaktin ve poliglikolik asit sıklıkla mukozanın kapatılması için kullanılır ve tam erime birkaç ay sürse de dikiş bütünlüğünü 7 ila 14 gün boyunca korur. Poliglikolid-trimetilen karbonat ve polidioksanon, dikiş bütünlüğü birkaç hafta süren ve aynı şekilde tam erimesi için birkaç ayda gerçekleşen uzun süreli eriyebilen dikiş ipleri olarak kabul edilir.

Naylon, polibutester, polipropilen, politetrafloroetilen ve polyester gibi erimeyen dikiş ipleri, eriyebilen dikiş iplerine kıyasla daha uzun süreli mekanik destek sağlarlar. Bununla birlikte, bu dikiş ipleri farklı gerilme mukavemetine sahiptir ve bir dereceye kadar bozunabilirler. İpek en düşük gerilme, naylon ise en yüksek gerilme mukavemetine sahip dikiş materyalidir. Polyester de yüksek gerilme mukavemetine sahiptir. Bazı erimeyen dikiş ip tipleri esneklik ve hafıza gibi ek özellikler gösterir. Bunlar bir sonraki slaytta açıklanacaktır.

Erimeyen dikiş ipleri, kullanımlarını etkileyen özelliklere sahiptir. Hem naylon hem de polipropilen dikiş iplerinin, deformasyondan sonra önceki şekline dönme gibi bir hafıza özelliği vardır. Filament hafızası ne kadar yüksek olursa, bağlama işleminden sonra düğümlerin 'çözülmesi' veya gevşemesi olasılığı o kadar yüksektir. Hem naylon hem de polipropilen, monofilament hafızası nedeniyle atılan düğümleri yerinde sabitlemek için ekstra düğümler gerektirir. Elastiklik polibutester dikiş ipinin özelliğidir ve dikiş materyalinin dokunun iyileşme döneminde şişmesine izin verir. Bu nedenle postoperatif dönemdeki şişlik gerilimin artmasına neden olmaz. Şişlik azaldıkça, esneklik, cerrah tarafından başlangıçta uygulanan dikiş gerginliğinin korunmasına izin verir.

Monofilament dikiş ipleri dokulardan geçerken dokulara daha az travma verir. Monofilament dikiş iplerinde enfeksiyon görülme olasılığı, bakterileri taşıyabilen ve iletebilen örgü formundaki multifilament dikiş iplerine kıyasla daha azdır. Bununla birlikte, bu dikiş ipleri el aleti kaynaklı zedelenmeye açıktır. Doğal katgüttan elde edilen dikiş ipi de monofilament olarak kabul edilir. Çeşitli sentetik eriyebilen monofilament dikiş ipleri arasında poliglekapron, poliglikolid-trimetilen karbonat ve polidioksanon sayılabilir. Sentetik erimeyen monofilament dikiş ipleri olarak da polipropilen, polibutester, politetrafloroetilen ve naylon sayılabilir. İmplant uygulamaları sırasında kaldırılan fleplerin kapatılması için, düşük doku yanıtı nedeniyle monofilament erimeyen dikiş ipleri önerilmektedir.

Multifilament dikiş ipleri, daha iyi düğüm atılabilmesi ve ideal doku gerginliği sağlayabilmesi için örgü formunda dokunur, ancak daha fazla doku yanıtına neden oldukları ve bakterilerin yara bölgesine girebileceği oluk veya çatlak oluşumuna neden olabildiklerinden enfeksiyon açısından daha büyük bir risk oluşturdukları düşünülür. Doğal ipek multifilamentli bir dikiş materyalidir. Sentetik naylon sütürler monofilament formun yanı sıra multifilament formda da mevcuttur. Diğer sentetik örgü formundaki multifilament dikiş ipleri poliglaktin, poliglikolik asit ve polyesterdir.

Dikiş iğneleri yuvarlak veya üçgen kesitli olabilir. Üçgen kesitli iğnelere 'keskin iğneler' de denir. Bir keskin iğnenin üçgen gövdesinde, birbirine bakan iki keskin kenar vardır. Keskin iğneler, yoğun, kalın ve düzensiz bağ dokusu gibi iğnenin geçirilmesinin zor olduğu sert deri dokularında kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Keskin iğneler, yuvarlak gövdeli iğnelere kıyasla dokudan geçirilirken daha az kuvvet gerektiğinden, sert doku tiplerinde daha az travmaya neden olur. Öte yandan, keskin iğneler fasya gibi daha yumuşak dokularda daha fazla hasara neden olabilir. Bu dokularda kolaylıkla yırtılmalara, skar dokusu oluşumuna neden olabilir ve dolaylı olarak da enfeksiyon riskini arttırabilirler. Varyasyonlar arasında geleneksel keskin ve ters keskin iğneler bulunur. Geleneksel keskin iğneler, dokudan daha kolay geçirilebilmesi için iç kavis üzerinde keskinleştirilmiş üç bıçaklı, üçgen şekilli bir uca ve portegü tarafından daha kolay kavranabilmesi için düzleştirilmiş bir dış kavise sahiptir. Ters keskin iğneler ise dış kurvatürde keskin bir kenara sahiptir ve oral mukoza gibi sert ancak hassas dokuları dikmek için kullanılır. Kesme kenarı, iğnenin oldukça sert mukosperiosteal flep dokusundan geçmesine yardımcı olur.

İğneler, dokudan geçirildikten kolay çıkarılabilmesi için kavisli tasarıma sahiptir. Kavisli veya dairesel bir şeklin hareket ettirilmesi, düz bir iğnenin hareket ettirilmesinden daha az yer gerektirir. Bir iğnenin şekli bir dairenin kesri olarak tanımlanır. Ağız cerrahisinde en yaygın kullanılan iğne şekilleri üç/sekiz ve yarım daire ters keskindir. Damak bölgesinde beş/sekiz bir iğne kullanılabilir.

Dikiş ipleri çeşitli boyutlarda mevcuttur. En yaygın kullanılan sınıflandırma sistemi USP veya Birleşik Devletler Farmakopesi'dir. Bu sistemde ipler için sıfır sayısına göre sınıflandırılır. Belirli bir dikiş materyali, örneğin naylon için, sıfır sayısı arttıkça, dikiş ipi daha ince veya daha zayıftır. Bu nedenle, 6-0 naylon dikiş ipi, 3-0 naylon dikiş ipinden daha incedir.

USP sisteminde sınıflandırma, ip çapı, gerilme dayanımı ve düğüm güvenliği gibi özelliklerin kombinasyonuna dayanmaktadır. Bu nedenle, aynı USP numarasına (örneğin, 4-0) sahip farklı materyallerden üretilmiş dikiş ipleri farklı boyutlarda olabilirler. Grafiği kullanarak, 4-0 katgüt ve 4-0 sentetik ip arasındaki çap farkına dikkat edin. Genel olarak, sentetik materyaller daha yüksek gerilme dayanımına sahip olduklarından doğal katgüt gibi benzer gerime dayanımına sahip eşdeğerinden daha incedir. Ağız cerrahisinde sıklıkla 4-0 sentetik dikiş ipi kullanılır. İmplant uygulamalarında, özellikle estetik bölgede 5-0 veya 6-0 sentetik dikiş ipleri önerilir.

Avrupa veya metrik sınıflandırma sisteminde, dikiş ipliğinin çapına göre ondalık sistem kullanılır. Metrik sınıflandırma, milimetrenin onda birlik ip çapını esas alır . Örneğin, bu sistemde # 1.5 sütürün çapı 0.15 milimetredir.

Dikiş için kullanılan Aletler ve Materyaller, Önemli Öğrenme Noktaları: Dikişin amacı, yara kenarlarını yakın bir şekilde birarada tutmaktır. Eriyebilen dikişler hızlı iyileşen yaralar için uygundur. Erimeyen dikişler, eriyebilen dikişlere göre daha az doku reaksiyonuna neden olur. Örgülü multifilament dikiş ipleri yaraya bakterileri taşıyabilir. İmplant yerleştirilmesi için kaldırılan fleplerinin kapatılması için monofilament erimeyen dikiş ipleri önerilir. 3/8 ve 1/2 ters keskin iğneler, sert mukosperiosteal dokulardan rahatlıkla geçebilir ve ağız boşluğu gibi dar alanlarda rahat çalışılabilir. Dikişler, USP sistemine göre çap, materyal ve kullanım alanına göre veya metrik sisteme göre çap esas alınarak sınıflandırılır.

Atravmatik dikiş tekniği iki adımda gerçekleştirilir. İğne, kesinin her iki tarafından ayrı ayrı, önce bir taraftan sonra diğer taraftan geçirilir. Yaranın her iki kenarı aynı anda birbirine yaklaştırılıp dikiş atılır. Bir flep kaldırılmışsa, iğne önce hareketli dokudan ve daha sonra hareketsiz dokudan geçirilir. Dikişler yaklaşık her 5 milimetrede bir atılmalıdır; bununla birlikte, bir dikişin atılması teknik olarak yumuşak dokuya zarar verdiği için, yeterli desteği elde etmek için mümkün olan en az sayıda dikiş atılmalıdır.

Düğümler iğnenin dokuya girdiği noktaya yerleştirilmelidir. Düğümün yara kenarları üzerine yerleştirilmesi, düğüm, yara kenarlarını enfekte edebilecek bakteriler için retansiyon alanı oluşturacağından enfeksiyonu tetikleyebilir. Çok sıkı atılan dikişler kanlanmayı bozabilir ve skar oluşumunu arttıracak ve estetik sonucu olumsuz etkileyebilecek doku nekrozuna neden olabilir. Yara kenarlarının temas ettirilmesi primer iyileşme için yeterlidir. Yara kenarları dikişlerle sıkıştırılmamalıdır. Ameliyat günü sıkı atılan dikişler, ertesi gün yara ödemi nedeniyle daha da sıkı hale gelir. Yara kenarları şişer ve dikiş yerlerindeki gerginlik artar. Bu, dikişleri aşırı sıkı atmamak için başka bir nedendir.

Yara kenarlarının karşılıklı getirildiği basit kesikli dikiş veya yara kenarlarının hafif dışa döndürüldüğü kesikli dikiş, ağız cerrahisinde en sık kullanılan dikişlerdir. Her dikişe ayrı düğüm atılır. İğne, dokuya yara kenarının 3 ila 4 milimetre altından dokuya 90 derecelik bir açıyla yerleştirilir. 90 derecelik bir açıyla yerleştirme, yara kenarlarının hafifçe dışa doğru dönmesini ve alttaki dokuların karşılıklı temas etmesini sağlamaya yardımcı olur.

İğnenin giriş açısı doku yüzeyine 90 derece değilse, yara kenarlarının alt kısmındaki dokuların temas etmemesi gibi bir risk vardır ve böylece yarada bir boşluk oluşur. Bu boşluk, enfekte olabilen bir hematom tarafından doldurulacak ve iyileşme primer değil sekonder olarak gerçekleşecektir. Ayrıca, iğne yumuşak bir dokuya dar bir açıyla girerse, mukozanın iğne veya dikiş ipiyle yırtılması riski vardır.

Dikiş ipi hareketli flep ve hareketsiz dokudan geçirildikten sonra cerrah düğümü atılır. Bu bir tür kare düğümdür. Dikiş ipi, kısa bir parçası kalana kadar dokudan geçirilir. Bu kısa parça yaklaşık 1 ila 2 santimetre uzunluğunda olmalıdır. Portegü baskın el ile yatay olarak tutulur ve dikişin iki ucu arasına yerleştirilir. Diğer el ile dikiş ipinin uzun ucu portegünün etrafına iki kez sarılır, böylece portegünün etrafına iki düğüm atılmış olur. Sonra, portegü ile dikiş ipinin kısa ucu tutulur. Düğüm daha sonra dikiş ipinin uzun ucundan çekilerek sıkılırken, kısa uç portegü tarafından gergin bir şekilde tutulur. Bu, bir düğümünün ilk adımının veya 'atılmasının' sonudur. Portegünün üzerine İki kez sarılması, iğnenin dokuya girdiği noktada üst üste çift düğüm oluşturur. Çift düğümdeki sürtünme, düğümün ikinci kısmı bağlanana kadar yara kenarlarını yerinde tutar.

İkinci düğümü atmak için, dikiş ipinin kısa ucu serbest bırakılır ve portegü yine dikiş ipinin iki ucu arasında yatay olarak konumlandırılır. Dikiş ipinin uzun ucu, portegünün etrafına bir kez sarılır. Sonra, portegü dikiş ipinin kısa ucunu tutmak için açılır. İkinci düğüm, dikiş ipinin uzun ucu çekilirken, kısa uç gergin tutularak bir önceki düğümün üstüne atılır. Bu cerrah düğümünü tamamlar. Kullanılan dikiş malzemesine bağlı olarak ek düğümler gerekebileceğini unutulmamalıdır.

Dikiş malzemesinin gerilme dayanımı ve kullanım özellikleri bir dikişteki düğüm sayısını belirler. İpek dikiş iplerine için üç veya daha fazla düğüm atılmalıdır. Poliglaktin, poliglikolik asit ve polyester gibi eriyebilir, örgü formundaki dikiş iplerine dört veya daha fazla düğüm atılmalı, eriyebilir veya erimeyen monofilament dikiş iplerine altı veya daha fazla düğüm atılmalıdır. Bu, dikiş materyalinin 'hafızasından' kaynaklanmaktadır. Gösterilen klinik örnekte, ok gevşeyen bir düğümü işaret etmektedir.

Matris dikiş, yara kenarlarına paralel veya dik olarak yapılan çift dikiştir. Bu tekniğin birincil avantajı kapatma gücüdür. Bir matris dikişte iğne yaranın her iki tarafına iki kez girer ve basit bir kesikli dikişe göre daha geniş dokuya dikiş atılmış olur. Yatay matris dikiş yara kenarlarına paralelken, dikey matris dikiş yara kenarlarına diktir. Özellikle dikey matris dikiş, yara kenarlarının hafifçe dışa doğru döndürülmesine yardımcı olabilir.

Matris dikişler, flebin kapatılmasını desteklemek için basit kesikli dikişlerle birlikte kullanılabilir. Bu klinik görüntüde oklar, kesikli dikişleri desteklemek için kullanılan dikey matris dikişlerden birini gösterir.

Bu klinik örnek basit kesikli dikişleri göstermektedir. Dikey matris dikişlerin daha iyi bir sonuç için kullanılabileceği bir durumu göstermektedir. Flep yeterince kaldırılmamış ve periost serbestleştirici kesiler de yetersiz yapılmış. Bu nedenle basit kesikli dikişlerin atılmasından önce flebin gerilimsiz bir şekilde kapatılması mümkün olamamaktadır. Bu, dikiş sırasında yumuşak bir dokuda dehissens ile sonuçlanmaktadır. Dikişler ayrıca dokuların beyazlaşmasından da anlaşılacağı gibi kanlanmanın bozulmasını engelleyecek şekilde aşırı sıkılmıştır. Ayrıca, yara kenarları yeterince döndürülememiştir. Komşu diş papilleri, 1 haftalık takip görüntüsünde de gösterildiği gibi sıkıştırılmıştır. 2. haftada, implant kapama vidası istenmeyen şekilde açığa çıkmıştır. Basit kesik dikişlerin aksine, dikey matris dikişler dokuları aşırı sıkıştırmadan yara kenarlarının döndürülmesine yardımcı olabilir. Flep kenarları sıkıştırılmamış ancak yakınlaştırılmış olmalıdır. Bu örnekte, kapama vidasının yerine bir iyileştirme başlığı yerleştirildi ve iyileşmenin geri kalanında istenmeyen bir durumla karşılaşılmadı.

Genel ağız cerrahisinde oral mukozadaki dikişler genellikle 5 ila 7 gün sonra alınır. İmplant ameliyatından sonraki dikişler 7 ila 10 gün sonra alınır ve kemik arttrıma işlemlerinden sonraki dikişler ise 10 ila 14 gün sonra alınır. Dikişin bir ucu doku seviyesinde kesilmelidir, böylece ipliğin ağız boşluğuna gelmeyen kısmı doku içinden çekilebilir. Dikişler plak ile kontamine olmuşsa, dikiş çıkarılmadan önce alan temizlenmelidir. Bununla birlikte, ipliğin kontamine kısmı asla doku içinden geçirilerek çekilmemelidir.

Temel Dikiş Teknikleri, Önemli Öğrenme Noktaları: İğne, yara kenarlarını hafif dışa doğru döndürebilmek ve alttaki dokuları yakınlaştırmak için dokuya 90 derecelik bir açıyla girmelidir. Dikme işlemi, ilk önce iğneyi kaldırılmış flepten geçirerek iki adımda yapılmalıdır. Düğümler yara kenarlarının üzerine yerleştirilmemelidir. Dikişlerde en az iki düğüm olmalıdır; bazı dikiş materyalleri gevşemeyi önlemek için ek düğümler gerektirir. Matris dikişler, kesikli dikişleri destekleyen güçlü bir kapatma yöntemidir. Amaç, dokulara aşırı gerilim veya sıkıştırma olmadan yaklaştırmaktır. Dikişler ağız ortamı ile temasta olan ipliğin dokuların içinden geçmesini önleyecek şekilde çıkarılmalıdır.

Dikiş işleminin amacı, dokuları yaklaştırarak primer iyileşmenin sağlanmasıdır. Hatalı dikiş tekniği iyileşmenin bozulmasına ve hematom oluşumu veya enfeksiyon gibi komplikasyonların riskinin artmasına neden olur. Uygun olmayan teknik aynı zamanda yara izi oluşumuna veya kalıcı dikiş izlerine neden olabilir. Dehissens de yanlış dikişin olası bir başka sonucudur. Dehissens, yetersiz kanlanma, ameliyat sonrası fazla ödem veya bozulan iyileşme nedeniyle yaranın tam olarak iyileşmemesi olarak tanımlanır. Dehissens fazla ise, implant tedavisinin başarısız olmasına yol açabilir. Dikiş tekniğinin yaş, sigara kullanımı ve hastanın genel sağlık durumu gibi birçok faktör yara iyileşmesini ve dehissens oluşumunu etkiler.

Dikişten önce hemostaz sağlanamaması, hematom oluşumuna neden olabilir. Büyüyen bir hematom kısa sürede yaranın açılmasına ve yavaş olan sekonder iyileşmeye neden olur. Dikişten önce hemostaz sağlanmalı ve mevcut hematomlar çıkarılmalıdır.

Bir yaraya fazla gerilim altında dikiş atılması kaçınılmaz olarak komplikasyonlara yol açacaktır. Ameliyattan sonra yara ödemi kaçınılmazdır. Yara kenarları şişer ve dikiş yerlerindeki gerginlik artar. Bu nedenle, dikişten önce flep gerilmeden adapte edilmeli ve dikişlere çok sıkı düğüm atılmamalıdır. Öte yandan, düğümler de gevşek bir şekilde bağlanmamalıdır, çünkü bu yaranın açılmasına ve flep kenarlarının birbirinden uzaklaşmasına neden olacaktır. Düğümler, açılmaması için yapılan kesiye ve dikiş tekniğine bağlı olarak uygun pozisyonlara yerleştirilmelidir. Düğümler kare şeklinde cerrah düğümleri olmalı ve yara kenarlarından uzağa yerleştirilmelidir. Yara kenarları üzerine yerleştirilen düğümler enfeksiyona neden olabilecek bakteriler için retansiyon oluştururlar. Dikiş iğnesinin yara kenarına çok yakın olacak şekilde dokudan geçirilmesi, enflamatuar değişiklikler, şişme, kanlanmanın bozulması ve yara kenarında azalmış kollajen yapısından dolayı iyileşmenin bozulması ve dehissens ile sonuçlanabilir.

Yarayı kapatmak için uygulanan dikişler bakterilerin uzak tutulmasını ve dokuların biraraya getirilmesini sağlar. Dikişler alttaki dokular yeterince birleşmeden önce çıkarılırsa, yara tekrar açılır. Öte yandan, çok uzun kalan dikişlerin çevresinde skar dokusu oluşabilir. Dikişler zamanında alınmazsa yara bölgesinde skar dokusu oluşumunun yanı sıra, bazen "demiryolu izleri" olarak adlandırılan dikiş izleri kalıcı olabilir. Uygun olmayan bir dikiş materyalinin seçilmesi de komplikasyonlara yol açabilir. Gerilim altındaki bir dokuda ince bir monofilament dikiş ipinin seçilmesi, dikişlerin kopmasına ve dehissens gelişmesine neden olabilir. Keskin iğneler, dokudan minimum güçle geçirildikleri için sert doku türlerinde daha az yaralanmaya neden olurlar, ancak yine de hassas oral mukozada kopmalara ve skar oluşumuna neden olabilirler. Oral mukoza gibi aşırı sert ancak narin dokuların dikilmesi için ters keskin iğne önerilir.

Komplikasyonlar ile İişkili Hatalı Dikiş Teknikleri, Önemli Öğrenme Noktaları: Yanlış dikiş tekniğinin neden olduğu birçok komplikasyon, dehissense yol açan yumuşak dokuların gerginliği ile ilgilidir. Dikişlerin seçimi, yerleştirilmesi ve düğüm atılması da komplikasyonları önlemede önemli faktörlerdir. Hemostazın yeterince sağlanamamasının neden olduğu hematomlar yara kenarlarını birbirinden ayırabilir.

Modül "Dikiş Materyalleri ve Teknikleri", Özet: Uygun konumlandırılmış dikişler, primer iyileşmeyi sağlamak için yara kenarlarını yaklaştırır; dikişler, yara kenarlarını biraraya getirirken yumuşak dokuda gerginlik yaratmamalıdır. Dikiş materyalleri gerilme dayanımı, doku reaksiyonu, düğüm güvenliği ve diğer özellikler açısından farklılık gösterir. İmplant cerrahisi için 3/8 veya 1/2 ters keskin iğneye sahip monofilament erimeyen dikiş ipleri önerilir. İğne, doku hasarını en aza indirmek ve primer iyileşmeyi kolaylaştırmak için dokuya 90 derecelik bir açıyla girmelidir. Matris dikişler, yara kenarlarının birbirine yaklaştırılması için yara kenarlarının hafifçe döndürülmesini sağlayan etkili bir yöntemdir. Dikiş ile ilgili birçok komplikasyon, dokuları gerdirmekten ziyade - yaklaştırmakla önlenebilir.